EkonomiManşet

Bakan Kacır: Ülkemizi küresel üretim üssü haline getirdik

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türk Standartları Enstitüsü’nün girişimcilerin, vatandaşların güvenli, küresel standartlara uygun ve çevreye duyarlı ürünlerle buluşmalarına yardımcı olduğunu belirtti. Kacır, TSE’nin adil rekabet ortamını destekleyerek, ‘Türk Malı’ etiketinin marka değerini güçlendirdiğini vurguladı. Bu sayede Türk malı ürünlere olan güvenin arttığını söyledi.

Bakan Kacır: Ülkemizi küresel üretim üssü haline getirdik

Bilişim Vadisi’nde düzenlenen 14 Ekim Dünya Standartlar Günü ve TSE 70. Yıl Programı’nda konuşan Bakan Kacır, Türkiye’nin teknoloji ve inovasyon üssü Bilişim Vadisi’nde bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Türkiye’de standardizasyon altyapısının ve bilincinin gelişmesinde bayraktar konumdaki TSE’nin 70. yıl dönümünü kutlayan Kacır, sanayicinin destekçisi, vatandaşın koruyucusu TSE’nin başarılı çalışmalarının devamını diledi.

Kacır, 1954 yılında mütevazi imkanlarla sanayi ve ticaret odalarının çabalarıyla kurulan enstitünün, 70 yıllık başarılarla dolu yolculuğunda ülkede standardizasyon ve kalite anlayışının yeşermesi ve yerleşmesinde öncü rol üstlendiğine işaret ederek, “Türk Malı damgasının aynı zamanda yüksek kaliteyle eşdeğer olduğunu tescilledi. Vatandaşlarımızın dünya standartlarında güvenli ürün ve hizmetlerle buluşmasına vesile oldu. Ülkemizin üretim ve teknoloji geliştirme yolculuğunda yeni bir sayfa açtığımız son 22 yılda ise kurumumuzu gelişmiş bir altyapıya, modern inovasyon ve teknolojiye, geniş kapsamlı bir organizasyon yapısına kavuşturduk. Kurumumuzu, evrensel normları dikkate alarak, stratejik hamlelerle yeniden yapılandırdık.” ifadelerini kullandı.

Kacır, TSE’yi uluslararası standartlara yön veren, ülke sathı ve dünya pazarında rekabet gücü sağlayan sanayinin omurgası haline getirdiklerini, kurumun bugün nitelikli insan kaynağı ve dünya standartlarındaki laboratuvar altyapısıyla nitelikli ihracatın katalizörü vazifesi gördüğünü belirtti.

Standartları tayin edenlerin, aynı zamanda küresel ticaretin oyun kurucuları olduğu yaklaşımıyla sanayicilerin hak ve menfaatlerini uluslararası platformda en güçlü şekilde savunduğunu bildiren Kacır, her yıl 14 Ekim’de kutlanan Dünya Standartlar Günü’nün TSE ve kendileri için her zaman ayrı bir önemi olduğunu vurguladı.

Uluslararası Standardizasyon Teşkilatının (ISO) 1967’de gerçekleştirilen genel kurul toplantısında dönemin TSE Başkanı Merhum Faruk Sünter’in, 3 yıllığına ISO Başkanı seçildiğini hatırlatan Kacır, kendisinin teklifi üzerine 1969 yılında ISO Konseyinin 14 Ekim’i Dünya Standartlar Günü olarak onayladığını aktardı.

Kacır, ilk kez 1970’te kutlanan Dünya Standartlar Günü’nin tüm dünyaya, standartların hem üretici hem de tüketici açısından önemini hatırlatmaya devam ettiğini kaydederek, “Bizlere de Türkiye Yüzyılı’nda ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin de üzerine taşıma hedefimizde güçlü standardizasyon bilincinin ve altyapısının rolünü ve önemini hatırlatmayı sürdürüyor. Bu vesileyle, geçmişten günümüze TSE’nin büyük ve güçlü Türkiye’nin bayraktar kurumları arasında yer alması için emeklerini ve gayretlerini esirgemeyen herkese şahsen teşekkürlerimi sunuyorum. Ahirete irtihal edenleri rahmetle anıyorum.” diye konuştu.

“ÜLKEMİZİ KÜRESEL ÜRETİM ÜSSÜ HALİNE GETİRDİK”

Kacır, Türkiye’nin ikinci asra, Türkiye Yüzyılı’na yaraşır kazanımlarla, güçlü ve stratejik hedeflerle adım attığına işaret ederek, hayata geçirdikleri reform niteliğinde hamlelerle hemen her alanda yatırım, istihdam, üretim, icat ve ihracat rotasında önemli başarılara imza attıklarını anlattı.

Sanayide çalışan sayısını 3,9 milyondan 6,7 milyona, AR-GE harcamalarını yıllık 1,2 milyar dolardan 12 milyar dolara çıkardıklarını vurgulayan Kacır, şöyle devam etti:

“Sayılarını 191’den 362’e yükselttiğimiz organize sanayi bölgelerimiz ve kurduğumuz 45 endüstri bölgesiyle ülkemizi küresel üretim üssü haline getirdik. Otomotivden kimyaya, makineden çeliğe, beyaz eşyadan savunma ve havacılığa, tekstilden mobilyaya sanayimizin tüm sektörlerinin öncülüğünde ihracatımızı 22 yılda 36 milyar dolardan 262 milyar dolara yükselttik. Yerli ve milli elektrikli otomobilimiz Togg’u, milletimizle buluşturduk. Büyüme ve kalkınma yolculuğumuzda yakaladığımız ivmeyi daha yukarıya taşıyacak, Milli Teknoloji Hamlemizi güçlendirecek adımları kararlılıkla atıyoruz. Katma değerli ve ileri teknolojiye odaklanmış bir üretim zemininde, yeşil ve dijital dönüşümü hayata geçirip Türk sanayisini küresel arenada daha güçlü, daha etkili bir konuma yükseltiyoruz. Kalite ve standardizasyonu önceleyen bir üretim anlayışı da Türkiye Yüzyılı’nda güçlü üretim altyapımızın sürdürülebilirliği ve rekabetçiliği için vazgeçilmezdir. Vatandaşlarımızı güvenilir ve kaliteli ürün ve hizmetlerle buluşturmanın anahtarıdır.”

“TÜRK MALI’ ETİKETİNİN MARKA DEĞERİNİ GÜÇLENDİRDİ”

Kacır, TSE’nin, belgelendirme, muayene, gözetim, doğrulama, deney, kalibrasyon ve eğitim hizmetleriyle geliştirdiği standartlarla vatandaşların, sanayicilerin ve müteşebbislerin her zaman destekçisi konumunda olduğuna işaret ederek, “Yalnızca geçtiğimiz yıl enstitümüz, 42 bin 660 deney raporu, 13 bin 640 kalibrasyon sertifikası, 18 bin 963 ürün belgesi, 1448 CE belgesi, 5 bin 12 sistem belgesi, 585 helal belgesi düzenledi. İthalat denetimleri kapsamında 155 bin ürünü denetleyerek, 4 bin 200 uygunsuz ürünün Türkiye’ye girişine mani oldu. TSE ayrıca girişimcilerimizin, vatandaşlarımızın güvenli, küresel standartlarla uyumlu ve çevreye duyarlı ürünlerle buluşmasında köprü görevi üstlendi. Adil rekabet ortamını savunarak, ‘Türk Malı’ etiketinin marka değerini güçlendirdi. Düzenlediği eğitimlerle de standardizasyon kültürünün ülkemizde daha geniş kitleler tarafından benimsenmesini, yaygınlaşmasını ve hayata geçirilmesini teşvik etti.” değerlendirmesinde bulundu.

TSE’nin standardın, ticaret sahasında üretim ve rekabet gücünü artıracak stratejik bir adım olduğunun bilinciyle sanayicileri, ihracatçıları ve ilgili tüm paydaşları bir araya getirmeye devam edeceğini belirten Kacır, “Bugün, yapay zekadan kuantum teknolojilerine, hidrojen teknolojilerinden elektrikle çalışan araçlara 158 komite ve bu komitelere üye 2 bin 748 uzmanıyla TSE, küresel standartları yalnızca uygulayan değil, aynı zamanda bu standartların oluşturulmasında etkin çalışan bir kurumdur.” dedi.

“İŞ DÜNYAMIZIN İHTİYAÇLARINI ADRESLEYEN KIYMETLİ ÇALIŞMALARA İMZA ATTI”

TSE’nin, özellikle ikiz dönüşümün iş dünyasının ajandasında en üst sıralarda yer aldığı bu dönemde, yürüttüğü çalışmalarla sanayinin ihtiyaçlarına cevap verdiğini kaydeden Kacır, TSE’nin cep telefonu, tablet, akıllı saat, bilgisayar, oyun konsolu ve modemleri yenilediğini, yeniden satışa sunulması sürecinde uyulacak standartları belirleyerek elektronik ürünlerin ekonomiye yeniden kazandırılmasını sağladığını anlattı.

Kacır, TSE’nin veri merkezlerinin sürdürülebilir ve enerji verimliliği odaklı faaliyet göstermeleri için devreye aldıkları Veri Merkezi Belgelendirme Programıyla da yatırımcıların ve işletmecilerin uygunluk değerlendirme faaliyetine kolay erişiminin önünü açtığını aktararak, “2053 net sıfır emisyon hedeflerimiz doğrultusunda, ürün karbon ayak izi, su ayak izi, Yeşil OSB, Su Verimliliği Yönetimi alanlarında devreye aldığı yeni standartlarla iş dünyamızın ihtiyaçlarını adresleyen kıymetli çalışmalara imza attı.” diye konuştu.

“TÜRKİYE’Yİ DEVLER LİGİNE TAŞIMA İDDİAMIZI TSE SAHİPLENMEYE DEVAM EDECEK”

Kacır, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Savunma sanayii, demir yolu sistemleri, rüzgar ve nükleer enerji santralleri gibi stratejik alanlarda teknolojik bağımsızlığımızı tahkim edecek belgelendirme, sertifikasyon ve uygunluk değerlendirme altyapısı ile bilgi birikimini de TSE bünyesinde oluşturuyoruz. Böylesine kritik görevler yürüten, geniş bir yelpazede sorumluluğu bulunan enstitümüz, Türkiye Yüzyılı’nda sanayicilerimiz ve tüketicilerimizi tarafsız, bağımsız, etkin ve güvenilir hizmetlerle buluşturmaya devam edecektir. Ulusal, bölgesel ve küresel alanda tercih edilen, küresel standartların oluşturulmasında söz sahibi bir kuruluş olma vizyonuyla çalışmaya devam edecek. Modern altyapısı ve nitelikli insan kaynağıyla yüksek teknolojili ve yüksek katma değerli ürün pazarında Türkiye’yi devler ligine taşıma iddiamızı TSE sahiplenmeye devam edecek.”

Ankara Kalite Kampüsünün, “Büyük ve güçlü Türkiye” ruhuna yaraşır bir proje olarak hızla açılışa hazırlandığına değinen Kacır, “Türkiye’nin kalite ve uygunluk değerlendirme üssü olacak bu merkez; yalnızca ulaşımdan enerjiye, elektroteknikten yapı malzemelerine farklı sektörlerin deney ve test ihtiyacına cevap vermekle kalmayacak. Ülkemizin üretim altyapısı için güç çarpanı vazifesi görecektir. TSE’yi küresel uygunluk değerlendirme pazarında bölgesel bir oyuncu konumuna taşıyacaktır.” ifadelerini kullandı.

“TSE ÖNCÜ ROL ÜSTLENECEK”

Kacır, bugün yapay zekadan nesnelerin internetine, büyük veriden robotiğe pek çok yenilikçi teknolojiyle tüm dünyada iş modellerinin yeniden tanımlandığını, teknolojinin insanlığın karşı karşıya kaldığı iklim değişikliği, açlıkla mücadele, kuraklık gibi farklı sınamaların çözüm adresi olarak görüldüğünü kaydetti.

Küresel düzenin teknolojiyle yeniden şekillendiği bir dönemde teknolojinin standartlarını belirleyenlerin, kuşkusuz küresel teknoloji yarışında hangi ülkelerin, zümrelerin ve firmaların rekabet üstünlüğüne sahip olacağını belirten Kacır, “Türkiye olarak tüm platformlarda, her ülkenin stratejik değere sahip teknoloji ürünlerini kendi kabiliyetleriyle geliştirip üretebilmesinin ulusal egemenliği açısından kritik önemde olduğunu vurguluyoruz. Teknoloji geliştirmede ve üretmede tekelleşmeye neden olacak yaklaşımların insanlık için huzur ve refah getirmeyeceğini savunuyoruz. Küresel ortak menfaati önceleyen teknoloji yaklaşımımızı uluslararası platformlarda seslendirirken, bugün olduğu gibi gelecekte de TSE öncü rol üstlenecek. Bizlerin de enstitümüzün her zaman yanında olacağımızdan hiç şüpheniz olmasın.” şeklinde konuştu.

“DÜNYA GENELİNDEN 1500’DEN FAZLA PAYDAŞI İSTANBUL’UMUZDA AĞIRLAYACAĞIZ”

Türkiye’nin uluslararası standardizasyon camiasında temsilini güçlendirecek bir gelişmeyi de paylaşmak istediğini dile getiren Kacır, konuşmasına şöyle devam etti:

“Geçtiğimiz ay Kolombiya’da düzenlenen ISO konsey toplantısında alınan karar doğrultusunda ISO Haftası etkinliklerine Türk Standardları Enstitümüz, 2027 yılında İstanbul’da ev sahipliği yapacak. ISO Genel Kurul Toplantısı, ISO Konsey Toplantısı, ISO Politika ve Finans Daimi Komite Toplantıları ile ISO Gelişmekte Olan Ülkeler Komitesi toplantılarını kapsayan bu büyük organizasyonla dünya genelinden 1500’den fazla paydaşı İstanbul’umuzda ağırlayacağız. Benzersiz konumuyla kültürlerin, fikirlerin, yeni girişimlerin ve kıtaların buluşma noktası İstanbul, uluslararası standardizasyon camiasını da aynı çatı altında toplayacak.”

Kacır, sanayicilerin ve yatırımcıların, her alanda yanlarında olmayı sürdüreceklerini vurgulayarak, “Geçtiğimiz hafta ilk kez bir uygulama başlattık. Organize Sanayi Bölgeleri yönetmeliğinde yaptığımız değişiklik kapsamında Türkiye’nin tüm organize sanayi bölgelerinde henüz yatırımcılara tahsis edilmemiş tüm sanayi alanlarını, eş zamanlı olarak online platformda sanayicilerimize, yatırımcılarımıza sunduk. Bu kapsamda 133 Organize Sanayi Bölgesinde 1484 yatırım yeri ve 6 Organize Sanayi Bölgesinde de ön tahsis süreçlerini başlattık ve sadece bir haftada 61 Organize Sanayi Bölgemizde 201 yatırım yeri için başvuru aldık. Görüyoruz ki; şeffaflık ve öngörülebilirlik odaklı bu yaklaşımımız sanayicilerimiz tarafından güçlü şekilde sahiplenildi. İnşallah bu ve benzeri adımları atmayı sürdürecek ve Türkiye’nin kalkınma yolculuğunda sanayimizin öncü olmasını mümkün kılacak politikaları ve uygulamaları devreye almaya devam edeceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Kacır, TSE’den aldığı Ürün Uygunluk Belgesi’ni 45 yıl ve üzerinde devam ettiren firmalara ödüllerini verdi.

 

KAYNAK: Anadolu Ajansı

 

Related posts

İzmir’de otizmli çocuğa cinsel istismar: Öğretmene 30 yıl hapis

Meteoroloji’den “sarı” uyarı: 11 il için kuvvetli yağışa dikkat

thabergrubu@gmail.com

Kripto varlık düzenlemesi komisyonda kabul edildi

thabergrubu@gmail.com