DünyaManşet

Yahudi asıllı akademisyen: Netanyahu, 1993’teki Oslo Anlaşması’nı tümden yok etmeye çalışıyor

Yahudi asıllı Arjantinli akademisyen Pedro Brieger, İsrail’in csaldırılarıyla ilgili, “Netanyahu hükümeti, 1993’teki Oslo Anlaşması’nı tümden yok etmeye çalışıyor. Oysa ki İsraillilerin çoğunluğu, Filistinlilerle yapılan o anlaşmayı destekliyordu” dedi.

Yahudi asıllı akademisyen: Netanyahu, 1993’teki Oslo Anlaşması’nı tümden yok etmeye çalışıyor

Buenos Aires Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesinde Orta Doğu Sosyoloji Profesörü Brieger, İsrail’in Gazze saldırılarına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Brieger, Filistinlilerin temel sorunlarından birisinin bölünmüşlük olduğunu, Batı Şeria ve Gazze yönetiminin ikiye ayrılmış olmasının İsrail’e fayda sağladığını söyledi.

Taraflar arasındaki sorunun tarihçesine dikkati çeken Brieger, “İsrail’in, 1967’de Batı Şeria ve Doğu Kudüs’ü işgal etmesinden sonra, öncesine göre kriz daha da ağırlaştı. Birinci İntifada, Filistin Kurtuluş Örgütü ile diğer gruplar arasındaki politik ayrışmayı hızlandırdı” ifadelerini kullandı.

İsrail’in, Filistin topraklarındaki insan hakları ihlallerine karşı uluslararası toplumun pozisyonuna değinen Brieger, şöyle devam etti:

“ABD’nin, İsrail devletini kayıtsız şartsız desteklediği aşikar ancak Birleşmiş Milletlerin (BM) 1967 tarihli 242 sayılı kararı çok açıktır. Zira uluslararası toplumun çoğunluğu, İsrail’in 1967 Savaşı sırasında işgal ettiği topraklardan çekilmesini ve 5 Haziran 1967 öncesi BM tarafından tanınan topraklara dönmesi gerektiğini savunuyor.”

“1993’teki Oslo Anlaşması’nı tümden yok etmeye çalışıyor”

Brieger, taraflar arasındaki barışın tam sağlanabilmesi için İsrail’in, Doğu Kudüs ve Batı Şeria’dan çekilmesi gerektiğini ve burada bağımsız Filistin Devleti’nin kurulmasının elzem olduğunu vurguladı.

7 Ekim saldırılarının ardından İsrail nüfusunun çoğunluğunun “Hamas’ın yok edilmesi” fikrini desteklediğini belirten Brieger, “Elbette Netanyahu hükümeti, 1993’teki Oslo Anlaşması’nı tümden yok etmeye çalışıyor. Oysa ki İsraillilerin çoğunluğu, Filistinlilerle yapılan o anlaşmayı destekliyordu. İsrail hükümetindeki azınlık yüzünden o anlaşma başarısız oldu” diye konuştu.

Brieger, dönemin İsrail Başbakanı İzak Rabin’in aşırı sağcı Yahudi tarafından öldürülmesinin, barış sürecine ciddi darbe vurduğuna dikkati çekerek, “Ne yazık ki her iki taraf için de çatışmalara yol açtı ve katliamlar oldu. Halkın büyük bir kısmı tarafından barışın istenmemesine neden oldu” dedi.

“Filistin sorununu dışlayan hiçbir müzakere çözüm getirmez”

Brieger, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun, Arap ülkeleriyle çalıştığı normalleşme çabasını hatırlatarak, “7 Ekim saldırıları, Filistin sorununu yeniden dünya gündemine getirdi. Orta Doğu’da Filistin sorununu dışlayan hiçbir müzakere çözüm getirmez. Filistinsiz bir normalleşmeyi mümkün görmüyorum” yorumunda bulundu.

Hamas’ın pratikte yok edilmesinin imkansız olduğunu söyleyen Brieger, “İsrail, bölgede çatışmanın durması için kendisine yapılan her türlü çağrıyı reddediyor. Hükümet, sınırsız ABD desteğine sahip olduğunu düşünüyor. İsrail’in, ABD dışında bir desteği yok. Bu savaşı ancak Güvenlik Konseyi kararı sona erdirebilir” ifadelerini kullandı.

Brieger, İsrail’in çeşitli kesimlerden gelen eleştirilere kulak asmadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bana öyle geliyor ki İsrail hükümeti, Gazze konusundaki hiçbir eleştiriden etkilenmiyor. Uluslararası toplum, ateşkes talebinde bulunsa da bunu yapmayacaktır. Gazze’de 140’ı aşkın İsrailli esir var aslında, İsrail’in bu aşamada bir ateşkese ihtiyacı var fakat bunu yapmak istemiyor. Kanaatimce İsrail, bu süreçte sadece ABD tarafından durdurulabilir.”

Brieger, İsrail’in Gazze Şeridi’ni tümden yok etmeye çalışarak yaşanmaz bir yer haline getirmeye çabaladığına dikkati çekti.

Latin Amerika’nın politik faktörü

İsrail’in Gazze’ye saldırılarına ilişkin Latin Amerika liderlerinin farklı pozisyonlar aldığına işaret eden Brieger, Kolombiya, Şili ve Brezilya devlet başkanlarının diğerlerine kıyasla açık şekilde ateşkes çağrısında bulunduklarını söyledi.

Brieger, Latin Amerika’nın, Orta Doğu’daki çatışmalar hususunda politik anlamda çok fazla ağırlığının bulunmadığını, ABD, Avrupa Birliği (AB), Rusya, Suudi Arabistan ve İran’ın etkisinin daha hissedilir olduğunu belirtti.

Arjantin’in yeni Devlet Başkanı Javier Milei’nin, büyükelçiliklerini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıma kararına değinen Brieger, “Milei’nin, Yahudilik dinine yaklaşımı nedeniyle Arjantin’in, İsrail-Filistin çatışmasındaki tutumu değişiyor. Bunu en son BM’de yapılan ateşkes oylamasında gördük yani Arjantin çekimser kaldı” değerlendirmesinde bulundu.

 

Kaynak: AA

Related posts

2025 yılı bütçe görüşmeleri başlıyor

Endonezya’da yanardağ patlamasının ardından 1172 kişi tahliye edildi

Ömer Çelik: İsrail ateşkes iradesini sabote ediyor

thabergrubu@gmail.com