TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, ” Şimdiye kadar geçmiş dönemlerde 16 devlet kurmuş ve sonuncusu olarak da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurmuş olan milletimizin, tarihsel bir sürekliliği vardır. Bu devletlerin her biri birbirinin devamıdır. Başka bir milletin devleti değildir. Selçuklu da bizimdir, Osmanlı da bizimdir, Cumhuriyet de bizimdir. Bunların arasını ayıran da bizden değildir. Bu kadar açık söylüyorum.” dedi.
Numan Kurtulmuş: Aleme nizam vermeyi devletimizin vazifelerinden görürüz
Kurtulmuş, Pullman Hotel And Convention Center’da “Türkiye Yüzyılı Çocukları Buluşması” programına katıldı.
Cumhuriyetin birinci asrının geride bırakıldığını vurgulayan Kurtulmuş, Türkiye Cumhuriyeti devleti kurulurken ecdadın nice zorluklar, yokluklar ve aynı zamanda nice zaferler yaşadığını söyledi.
Kurtulmuş, 2023 itibarıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci asrına girildiğini hatırlatarak, “Birinci asırda elde ettiğimiz büyük tecrübeyle ve daha önceki devlet tecrübelerinden elde ettiğimiz büyük tarihsel birikimle, şimdi ikinci asra hazırlanıyoruz. Önümüzdeki dönemde sözü güçlü bir Türkiye olmak için hep beraber canla, başla çalışacağız, daha da ileriye gideceğiz. ” diye konuştu.
Türkiye Yüzyılı için ilim, teknoloji, sanat ve edebiyat başta olmak üzere her alanda güçlü bir Türkiye’nin ortaya konulması gerektiğine işaret eden Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti:
“Gençlerimiz sadece kendileriyle değil dünyanın bütün gençleriyle yarışacak güçlü bir gençlik olmak mecburiyetindedir. Sizin üstün başarınız, sadece sizin ve ailenizin başarısı değil 85 milyon vatandaşlarımızın ortak bir başarısıdır. Siz, LGS’de 500 tam puan alarak sadece kendi alanınızda bir hedefe ulaşmış olmuyorsunuz aynı zamanda bu ülkenin hedeflerine ulaşması için koşuya çok hızlı bir şekilde başlıyorsunuz. Allah bilginizi, insanlığın hayrına kullanmayı nasip etsin. Önümüzdeki bu büyük mücadelede, sadece kendi kişisel hayatınızla ilgili değil bütün ülkemiz ve insanlık adına sizlere başarılar diliyorum. “
“DÜNYANIN EN İYİLERİNDEN OLMAK İÇİN MÜCADELE EDECEKSİNİZ”
Kurtulmuş, hayatın sadece kişisel hedeflerin gerçekleştireceği bir yer olmadığına işaret ederek, “Bu salondan dünyanın en iyi genetik ve yazılım mühendislerinin, hukukçularının, doktorlarının, sanatçılarının ve sporcularının çıkacağına adım kadar eminim. Her biriniz seçtiğiniz alanda dünyanın en iyilerinden olmak için mücadele edeceksiniz. Ancak hayat sadece maddi başarıdan ibaret değildir. ” dedi.
Kişisel hayatlarında çok başarılı olmalarına rağmen bireysel hayatlarında mutsuz olan birçok insan olduğunu aktaran Kurtulmuş, insanoğlunun sadece maddi bir varlıktan ibaret olmadığını ve sadece maddi başarıyla mutlu olamayacağını söyledi.
Kurtulmuş, insanoğlunun mutlaka manevi gelişimini de sağlaması gerektiğinin altını çizerek, şu ifadelere yer verdi:
“Kendisiyle barışık, Allah’ın yarattıklarıyla barışık ve kainatın efendisi olan Rabbimizle de barışık bir hayatı yaşamak gerekir. Maddi ve manevi başarı bir arada olan toplumların yeryüzünde büyük medeniyetler kurduğunu biliyoruz. Maddi başarının yanında milli ve manevi değerlerimize, insanlık değerlerine de sahip çıkarak yolumuza devam edeceğiz. Çok iyi bir bilim insanı olmak çok kıymetlidir ama vicdanlı, ahlaklı, ilkeli ve insanlığın hayrına çalışan bir bilim insanı olmak hepsinden daha önemlidir. Siz sadece kendinizi ve ailelerini temsil etmiyorsunuz, 85 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını ve dünyanın dört bir yanındaki yüz milyonlarca Türkiye dostunu da temsil ediyorsunuz. Bu ülkenin bugün olduğu yerden çok daha ileriye gitmesi, çok daha güçlü olması, dünyanın en büyük ülkelerinden birisi olmasını sağlamak için mücadele etmeliyiz. Cumhuriyetimizin ikinci asrındaki Türkiye Yüzyılı hedefinin öncüleri siz gençlersiniz. Türkiye Yüzyılı sizin üzerinizde yükselecek.”
YENİ BİR DÜNYAYI KURACAK OLAN SİZLERSİNİZ”
Kurtulmuş, Türkiye’nin gençlerinin insanlığa karşı da bir sorumlulukları olduğunu aktararak, “Bugün yaşadığımız dünyada hakim olan zihniyetin açlığı, susuzluğu, göçleri, dünyadaki küresel kötülüğü, savaşları ve çatışmaları ortadan kaldırması mümkün değildir. Temelinde insanların yaralanıştan eşitliği prensibi olmayan hiçbir düşünce insanlara barış ve huzur getiremez.” şeklinde konuştu.
Kurtulmuş, her gün onlarca insanın, çocuğun, kadının hayattan koparıldığı Filistin topraklarında, Türklerin ecdadının, dört asır boyunca hükümdar olduğunu ve bu süreçte bölgede asla bir din ve mezhep savaşının yaşanmadığını söyledi.
Türk milletinin ecdadının Kudüs’ün giriş kapılarından birisine, “La ilahe illallah, İbrahim halilullah” yazarak, diğer dinlere inanan insanları incitmeyecek bir anlayış gösterdiğini aktaran Kurtulmuş, “İşte bu bakış açısını dünyaya kazandıracak olan sizlersiniz. ” dedi.
Balkan topraklarında da altı asır boyunca ecdadın sayesinde farklı mezheplerin huzur içinde yaşadığını vurgulayan Kurtulmuş, “Dünya sizden bilimsel ve mesleki alanda başarılar beklediği gibi yeni bir medeniyeti de dünyaya sunmanızı bekliyor. İnsanların yaratılışta eşit olduğu bütün ülkelerin de egemenlikte eşit olduğu yeni bir dünyayı kuracak olan sizlersiniz. Bu tarihi perspektifle yetişmekte olduğunuzu biliyorum. Yeryüzüne bir şekilde nizam vermek, hakkı adaleti yeniden sağlamak bizim tarihsel sorumluluğumuzdur.” diye konuştu.
“ALEME NİZAM VERMEYİ DEVLETİMİZİN VAZİFELERİNDEN GÖRÜRÜZ “
Türkiye devlet anlayışının en temelinde “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” ilkesinin olduğunu aktaran Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“Bizim bu bütün tarihi birikimimiz boyunca birkaç tane temel hasletimiz vardır devlet yönetiminde. Bunlardan birisi; insanı yaşat ki devlet yaşasın. Yani insan güçlü, insan huzurlu, insan mutlu olursa, devlet de güçlü olur. İkincisi; devlet-i ebed müddet. Yani bizim devletimizi kıyamete kadar sürecek olan bir devlettir. Şimdiye kadar geçmiş dönemlerde 16 devlet kurmuş ve sonuncusu olarak da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurmuş olan milletimizin, tarihsel bir sürekliliği vardır. Bu devletlerin her biri birbirinin devamıdır. Başka bir milletin devleti değildir. Selçuklu da bizimdir, Osmanlı da bizimdir, Cumhuriyet de bizimdir. Bunların arasını ayıran da bizden değildir. Bu kadar açık söylüyorum.
Devlet-i ebed müddet; kıyamete kadar sürecek olan bir devlet. İkinci devlet felsefemizin temeli budur. Devlet felsefemizin üçüncüsü ise; Nizam-ı alem ülküsüdür. Yani, ‘Bize ne Birleşmiş Milletlerin yeniden yapılanmasından, bize ne Filistin’deki insanların zulüm görmesinden, bize ne Afrika’daki açların, aç biilaç hayattan koparılmasından, bize ne dünyanın dört bir tarafında artık sayıları en az 300 milyon olduğu bilinen, tespit edilen göçmen meselesinden.’ Biz böyle diyemeyiz. Başkaları istediği kadar ‘Bize ne?’ desin. Bizim devlet felsefemizin temelinde nizam-ı alem vardır. Yani biz Türk milleti olarak aleme nizam vermeyi kendi devletimizin önemli vazifelerinden birisi görürüz ve onun için hareket ederiz. Bu üç hedefi de önümüzdeki insanlığa birer sorumluluğumuzun birer parçası olarak görürüz.”
KAYNAK: Anadolu Ajansı